GAZZELİ TUTSAKLARA NELER OLUYOR?

15 Ekim 2024

Şerife Sena ŞEN

GİRİŞ

Sivillerin esir alınması, İsrail’in Gazze üzerinde uzun yıllan beri uyguladığı kapsamlı kontrol ve abluka politikasının önemli bir parçasıdır. İsrail, Filistin’de kurmaya çalıştığı haksız hâkimiyeti sağlama yolunda Filistinlilerin en temel haklarını dahi ellerinden almış, pek çok kez hiçbir sebep göstermeksizin onları esir almıştır.

Resmi kurumlar ve insan hakları kuruluşları, İsrail ordusunun Gazze'deki kara saldırılarında yüzlerce Filistinliyi alıkoyduğu ve bu kişilerin akıbeti, nerede tutulduğu hatta sayılarının tam olarak kaç olduğunun bilinmediğini belirtiyor.

Gazzeli esirlerin hemen hemen hepsi, tutsak edildiği süre zarfında; fiziksel ve psikolojik şiddet, taciz ve tecavüz gibi pek çok işkenceye maruz kalırlar. Büyük bir kısmı ise tutsak olma durumundan sağ kurtulamaz. Bu görüş yazısında anlatılacaklar bir film sahnesinden alınmadı, senaryo değil, roman özeti hiç değil. Bilakis gerçeğin ta kendisi ve maalesef Gazze realitesinin yalnızca küçük bir parçası.

Bu çalışmada, Gazzeli tutsaklarla yapılan röportajları ve tutsakların bizzat gördüğü işkenceleri sizler için derledik.

Gazzeli Tutsaklar Nelere Maruz Kalıyor?

TRT Arabi Muhabiri Sami Berhum, 50 gün boyunca tutsak edilen Gazzeli İbrahim Şehin’le, tutukluluk sürecinde yaşadığı ve şahit olduğu olaylar hakkında bir röportaj gerçekleştirdi. İbrahim Şehin, o süreç hakkında şunları söyledi: “Tutuklu kaldığım süre zarfında gördüğüm kadarıyla tutsak kadınlar zulmün en çirkin halini görüyor. Beni tutukladıktan sonra Saftavi bölgesinden Zekim tarafına naklettiler. Yanımızda 4 kadın tutuklu vardı. O kadınlardan ikisini esirlerin bulunduğu çadıra çırılçıplak şekilde aldılar. Ben, çıplak bir kızın üzerini örtebilmesi için pantolonumu çıkarıp kızın üzerine attım. Sırf bu yüzden 3 gün boyunca aralıksız şekilde darp edildim. İstihbarat soruşturmasında serbest bırakılan kadın mahkûmlardan biri, soruşturmaya uzun saçlı girdi ve saçları tamamen kesilmiş bir şekilde soruşturmadan çıktı.

Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Kadınlarımıza saygı gösterilmemesinin, gözümüzün önünde onların çırılçıplak hale getirilmesinin ne demek olduğunu biliyor musunuz?

Fotoğraf: Gazzeli Esir İbrahim Şehin, el-Cezira

İsrail’in alıkoyduğu esirlerden 64 yaşındaki İbrahim Nablusi, “Beni kendi evimde alıkoydular, tanka bindirip İsrail ordusunun konuşlandığı bir eve götürüldüm.” dedi. İsrail askerleri tarafından saatler sonra İsrail'in güneyindeki Askalan'da bir sorgu merkezine götürüldüğünü söyleyen Nablusi, burada istihbarat görevlileri tarafından sorgulandığını aktardı. Nablusi, istihbaratçıların, kendisi ve oğlunun "7 Ekim 2023'te yerleşim yerlerinde ne yaptıklarını" sorduğunu belirterek, "Oğlum Gazze'de değil, 10 yıldır yurt dışında yaşıyor" cevabını verdiğini söyledi. Verdiği yanıtı İsraillilerin beğenmediğini vurgulayan Nablusi, istihbaratçılar tarafından darp edildiğini kaydetti. Nablusi, "Şiddetli bir şekilde darp edildim, göğüs kafesimde ve vücudumun çeşitli yerlerinde kırıklar meydana geldi. Hayatımızda bundan daha kötü günler ve şartlar görmedik" diye konuştu.

İsrail ordusunun alıkoyduğu başka bir Filistinli Ebu Humeys (tam adını söylemek istemiyor) Gazze Şeridi’nin orta kesimlerinde yer alan el-Bureyc Mülteci Kampı’nda sığındığı bir okulda esir edildiğini belirtti. Tutsaklık sürecinin ilk gecesinde İsrail askerlerinin kendisini dondurucu bir soğukta, üzerinde sadece iç çamaşırları varken sabahlamaya zorladıklarını söyledi. Humeys, İsrail askerlerine esir edilme gerekçesini sorduğunda ve sorduğu diğer tüm sorulara cevaben daha çok dayak ve hakarete maruz kaldığını belirtti. Alıkonulduğu süre boyunca yemek yerken ve tuvalet ihtiyacını giderirken dahi gözlerinin bağlı halde olduğunu aktardı.

Ebu Humeys, İsrail güçlerinin Filistinliler üzerine köpekleri saldığını söyledi ve “Bize hayvan gibi davrandılar, bazen aynı yerde oturarak yer içer, ihtiyaçlarımızı giderirdik.” dedi.

İsrail gazetesi Haaretz, İsrail’in Gazze’ye saldırılarının başından itibaren alıkoyduğu çok sayıda Filistinli’nin Birüssebi kenti yakınlarındaki bir gözaltı merkezinde öldüğünü aktardı.

Söz konusu gazete yaptığı haberde alıkoyulan Filistinlileri “terörist” olarak nitelendirdi. Esirlerin, günün büyük bir kısmında gözlerinin bağlı ve ellerinin kelepçeli olduğu aktarıldı. İsrail'in Filistinli sivilleri sığınma merkezleri ve evlerinden çıkartarak yarı çıplak vaziyette alıkoyduğu görüntüler dünya çapında tepki çekerken, İsrailli sosyal medya kullanıcıları bu kişilerin "teslim olan Hamas savaşçıları" olduğunu iddia etmişti.

İsrail’in Gazze’de Alıkoyduğu Filistinlilere İşkence Ettiği Esir Kampı

Necef Çölü’nde gözaltı merkezi olarak kullanılan bir askeri üste çalışan İsrailli, aklından çıkmadığını ifade ettiği bir fotoğraf paylaştı:

Fotoğraf: Gözaltı tesisinden sızdırılan bir kare, MepaNews

Gri eşofman giymiş sıra sıra adamlar, dikenli tellerle çevrilmiş kağıt inceliğindeki şiltelerin üzerinde otururken görülüyor. Hepsinin gözleri bağlı görünüyor, başları projektörlerin parıltısı altında ağır ağır sallanıyor. Görgü tanığı İsrailli “Bize hareket etmelerine izin verilmediği söylendi. Dik oturmaları gerekiyordu. Konuşmalarına izin verilmiyor, göz bağlarının altından bakmalarına izin verilmiyor.” dedi.

Sürekli kelepçelemeden kaynaklanan yaralanmalar nedeniyle doktorların bazen mahkûmların uzuvlarını kestiği, tıbbi prosedürlerin yetersiz sağlık görevlileri tarafından gerçekleştirildiği, “stajyerler için bir cennet” olarak ün kazanan bu tesis, havanın çürümeye bırakılmış bakımsız yaraların kokusuyla dolu olduğu bir yer olarak tasvir ediliyor.

Tesisin sahra hastanesinde sağlık görevlisi olarak çalışan bir görgü tanığı “Onları insanca olan her şeyden mahrum bıraktılar.” dedi. Bir başka görgü tanığı da dayağın istihbarat amaçlı değil, 7 Ekim’de yaşananların intikamını almak için atıldığını söyledi.  İsrail ordusu, CNN’in yayınladığı bu rapora "İsrail ordusu, gözaltındaki tutuklulara karşı uygun bir şekilde davranılmasını sağlar. Askerlerin görevi suiistimal ettiğine dair her türlü iddia incelenir ve uygun şekilde ele alınır. Uygun durumlarda, bu tür bir eylemi haklı çıkaran suiistimal şüphesi olduğunda MPCID (Askeri Polis Kriminal Soruşturma Bölümü) soruşturmaları açılır. Gözaltına alınan kişilere risk düzeylerine ve sağlık durumlarına göre kelepçe takılmaktadır. Yasa dışı kelepçeleme vakaları yetkililer tarafından bilinmemektedir." şeklinde bir açıklama yaptı.

İsrail ordusu insanların kıyafetlerinin çıkarıldığı ve altına bez bağlandığı iddialarını doğrudan yalanlamadı. Bunun yerine tutsakların İsrail açısından güvenlik tehdidi (!) oluşturmadıklarından emin olduktan sonra kıyafetlerini iade ettiklerini söyledi.

Esir kampları, İsrail’in geçtiğimiz Aralık ayında Knesset tarafından kabul edilen ve ordunun şüpheli militanları gözaltına alma yetkisini genişleten “Yasa Dışı Savaşçılar Yasası” altyapısının bir parçası.

Bosna vatandaşlığına sahip bir Filistinli Muhammed er-Ran, İsrail’in yürüttüğü saldırıların ilk odağı olan yerlerden biri olan Kuzey Gazze’deki Endonezya Hastanesi’nin cerrahi biriminin başındaydı. Çalıştığı hastane ağır bombardıman altındaolduğu için oradan ayrıldı ve 3 gün boyunca el-Ahli Baptist Hastanesinin dışında 18 Aralık’ta tutuklandığını belirtti. İç çamaşırlarına kadar soyulduğunu, gözlerinin ve bileklerinin bağlandığını, daha sonra bir kamyonun arkasına atıldığını ve burada neredeyse çıplak olan tutukluların çölün ortasındaki bir gözaltı kampına götürülürken üst üste yığıldığını söyledi.

Er-Ran, 44 gün boyunca askeri bir gözaltı merkezinde tutuldu. “Günlerimiz dua, gözyaşı ve yakarışla geçti. Bu bizim ıstırabımızı hafifletti.” dedi. "İşkencemin bir parçası da insanlara nasıl işkence yapıldığını görebilmekti. İlk başta göremiyordunuz. İşkenceyi, intikamı, baskıyı göremiyordunuz. Gözbağımı çıkardıklarında, aşağılanmanın boyutlarını görebiliyordum. Bizi insan olarak değil, hayvan olarak gördüklerini görebiliyordum." diye ekledi.

Fotoğraf: Tutuklanmadan önce ve sonra Muhammed er-Ran, Mepa News

Muhammed er Ran'ın gördüğü cezalandırma biçimlerine ilişkin anlattıkları CNN'e konuşan muhbirler tarafından da doğrulandı. Bir başkasıyla konuşmak gibi bir "suç" işleyen mahkûma bir saate kadar kollarını başının üzerine kaldırması emredilirdi. Mahkûmun elleri, stres pozisyonundan çıkmamasını sağlamak için bazen bir çite bağlanırdı. Bu muhbir ve Muhammed er Ran ayrıca gardiyanların uyuyan tutukluların üzerine büyük köpekleri saldığı ve askerler içeri girerken parmaklıkların içerisine ses bombası fırlattığı rutin bir aramayı da anlattı. Muhammed er-Ran bunu "gece işkencesi" olarak adlandırıyor. Muhammed er-Ran, "Biz kablolarla bağlıyken köpekleri salıyorlardı ve aramızda dolaşıp bizi çiğniyorlardı." dedi. "Karnınızın üzerinde yatıyor, yüzünüzü yere bastırmış oluyorsunuz. Hareket edemiyorsunuz ve onlar da üzerinizde hareket ediyor."

Sde Teiman’da çalışan bir sağlık görevlisi, “O hastalarla uğraşırken hissettiğim şey tam bir savunmasızlık fikriydi.” dedi. Bir başka muhbir ise, Filistinli tutuklular üzerinde kalifiye olmadığı tıbbi prosedürleri uygulamasının emredildiğini söyledi. “Hastalar üzerinde nasıl işlem yapılacağını öğrenmem istendi, uzmanlığımın tamamen dışında olan küçük tıbbi prosedürler uyguladım.” dedi ve bu işlemlerin sıklıkla anestezi olmadan yapıldığını da sözlerine ekledi. “Eğer ağrıdan şikâyet eden olursa onlara parasetamol veriliyordu. Sadece orada olmak bile istismara ortak olmak gibi hissettiriyordu.” dedi. Aynı muhbir, bileklerinin sürekli plastik kelepçeyle bağlanması nedeniyle yaralanan bir adamın ampütasyonuna tanık olduğunu söyledi. Sde Teiman’da görev yapan İsrailli bir diğer sağlık görevlisi yaralıların bez taktığını, pipetle beslendiğini aktardı. Filistinliler için “Onlardan insanlığını söküp aldılar.” dedi.

Muhbirler, sağlık ekibine tıbbi belgeleri imzalamaktan kaçınmalarının söylendiğini belirtti. İsrail’deki İnsan Hakları İçin Hekimler (PHRI) adlı hak grubunun önceki raporlarını doğruladı. Bir muhbir “ Hiçbir şey imzalamıyorsunuz ve yetki doğrulaması yapılmıyor.” dedi.

Aralık ayında İsrail tarafından Gazze kentinin doğusundaki ez-Zeytun Mahallesi’nde esir edilen Filistinlilerden bir kısmı kamyonlara bindirildi ve Gazze yakınlarındaki bir askeri kontrol noktasında salıverildi. Ambulanslarla Aksa Şehitleri Hastanesi’ne getirilen ve tedavi altına alınan Filistinlilerin ellerinin numaralandırılmış olduğu ve çok bitkin oldukları kaydedildi.

Hastanede tedavi altına alınanlardan Filistinli Usame Ude (58), askerlerin 20 kişilik bir grubu civardaki bir araziye götürdüğünü ve orada onları çukura atarak buldozerlerle üzerlerine kum döktüğünü söyledi. “Çığlık sesleri bizim olduğumuz yere kadar geliyordu ama 5 dakika sonra ses kesildi. Sonra askerler onları oradan çıkardı ama çok yorgundular ve vücutlarında kırıklar vardı.” dedi.

Serbest bırakılan Filistinlilerden Ahmed Ebu Ras (14), 4 gün boyunca aç susuz kaldıklarını ve tuvalete gitmelerine dahi izin verilmediğini söyledi.

İsrail’deki Haaretz gazetesi, mart ayında İsrail’in 7 Ekim’den bu yana alıkoyduğu Filistinlilerden 27’sinin askeri tesislerde öldüğünü, birçoğunun ise dayak, kötü muamele ve tacize maruz kaldığını yazdı.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) martta yayımlanan raporunda, gözaltı merkezlerinde tutulan Filistinlilerin dayak ve cinsel saldırı gibi çok kötü muamelelere maruz kaldıkları bildirilmişti.

Raporda bildirilen kötü muamele yöntemleri arasında, dayak, tutuklulara ve ailelerine zarar verme tehditleri, köpek saldırıları, kişinin onuruna hakaret ve aşağılama, su, yemek, uyku ve tuvaletten mahrum bırakma, alıkonulanların üzerine idrar yapma gibi davranışların yer aldığı kaydedilmişti.

İsrail, İki Doktoru Alıkoydu ve İşkence Uyguladı

Filistin Kızılayı; İsrail’in alıkoyarak tutukladığı, Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan el- Emel Hastanesine kapatılan 2 doktora yaptığı işkenceyi fotoğraflarla belgeledi.

Fotoğraf: Doktorların darp raporundaki fotoğraflar, Şarkul Evsat

Filistin Kızılayı, X hesabında yaptığı paylaşımda “Bu görüntüler, İsrail işgal güçlerinin bir hafta önce Al-Amal Hastanesi'nde tutukladığı, işkenceye, dayak ve aşağılamaya maruz bıraktığı iki doktora, dün serbest bırakılmadan önce uyguladığı vahşeti gösteriyor. İsrail işgali, aralarında yaklaşık bir hafta önce Al-Amal Hastanesi'nde tutuklanan 7 kişinin de bulunduğu 12 PRCS (Filistin Kızılayı) ekibini tutuklamaya devam ediyor.  PRCS, akıbeti henüz bilinmeyen tutuklu ekiplerinin güvenliği konusunda derin endişelerini dile getiriyor ve uluslararası topluma, İsrail işgal yetkililerine tutuklu ekiplerimizi derhal serbest bırakmaları ve Gazze'de çalışan PRCS ekiplerine koruma sağlamaları yönünde baskı yapmak için acil müdahalede bulunma çağrısında bulunuyor.” dedi.

Fotoğraf: Filistin Kızılayı’nın X paylaşımı

Tutsakların Cansız Bedeni Toplu Mezarlıklara Gömülüyor

Filistin resmi ajansı WAFA’nın yaptığı habere göre, ocak ayında, İsrail güçlerinin 7 Ekim’den bu yana Filistin’in çeşitli bölgelerinden kaçırdığı Filistinlilere ait 100 ceset, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze bölgesine teslim edildi. Kimliği belirlenemeyen Filistinlilere ait cesetlerde yapılan incelemeler sonucu, bazı organlarının çalınmış olduğu tespit edildi. Cenazeler, Gazze’nin güneyindeki Refah kentinde bir toplu mezara defnedildi.

Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinden 27 Aralık’ta yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze’ye kara saldırılarından sonra öldürülen ve kaçırılan 80 Filistinliye ait cenazenin teslim alındığı duyuruldu, “Naaşlar, incelendikten sonra şehitlerin yüz hatlarının önemli ölçüde değiştiği ortaya çıktı. Bu, işgal güçlerinin, şehitlerin vücutlarından hayati organları çaldığının açık bir göstergesidir.” ifadelerine yer verildi. Filistinli yetkililer, İsrail güçlerinin,  geçen kasım ayında Gazze’deki Şifa Hastanesine baskın yapıldığı sırada hastane morgundan 100’den fazla cesedin çalındığı bildirildi.

Fotoğraf: Gazzeli esirler toplu mezarlara defnediliyor, TRT Haber

KAYNAKÇA

Berhum, S. (2024, Şubat 12). شهادة صادمة ينقلها أسير فلسطيني مفرج عنه من غزة عن تعامل قوات الاحتلال الإسرائيلي مع الأسيرات. TRT عربي. https://www.youtube.com/watch?v=ifZF1gUQI3Y

TRT. (2024, Şubat 1). İsrail'in Gazze'de Alıkoyduğu Filistinliler, İsrail Askerlerinin Uyguladığı İşkenceyi Anlattı. TRT Haber. https://www.trthaber.com/haber/dunya/israilin-gazzede-alikoydugu-filistinliler-israil-askerlerinin-uyguladigi-iskenceyi-anlatti-833846.html

24 TV. (2023, Aralık 18). Haaretz: İsrail'in Gazze'ye Saldırıların Başından İtibaren Alıkoyduğu Çok Sayıda Filistinli Öldü. 24 TV. https://www.yirmidort.tv/gundem/haaretz-israilin-gazzeye-saldirilarin-basindan-itibaren-alikoydugu-cok-sayida-filistinli-oldu-141750

Mepa News. (2024, Mayıs 11). İsrail’in Gazze’de Alıkoyduğu Filistinlilere İşkence Ettiği Esir Kampı Ortaya Çıktı.  Mepa News. https://www.mepanews.com/analiz-israilin-gazzede-alikoydugu-filistinlilere-iskence-ettigi-esir-kampi-ortaya-66506h.htm

BİA Haber Merkezi. (2023, Aralık 10). İsrail’in 4 Gün Alıkoyduğu Filistinliler, Yaşadıklarını Anlattı. Bianet. https://bianet.org/haber/israil-in-4-gun-alikoydugu-filistinliler-yasadiklarini-anlatti-289095

Haber Türk. (2024, Mayıs 10). İsrail’in Alıkoyduğu Gazzelilere İşkence: İnsanlıklarını Söküp Aldılar. Haber Türk. https://www.haberturk.com/israil-in-alikoydugu-gazzelilere-iskence-insanliklarini-sokup-aldilar-3685381

TRT Haber. (2024, Ocak 30). İsrail’in Teslim Ettiği 100 Filistinlinin Cenazesi Refah’ta Toplu Mezarlığa Gömüldü. TRT Haber.  https://www.trthaber.com/foto-galeri/israilin-teslim-ettigi-100-filistinlinin-cenazesi-refahta-toplu-mezara-gomuldu/62568/sayfa-1.html  

GİRİŞ

Sivillerin esir alınması, İsrail’in Gazze üzerinde uzun yıllan beri uyguladığı kapsamlı kontrol ve abluka politikasının önemli bir parçasıdır. İsrail, Filistin’de kurmaya çalıştığı haksız hâkimiyeti sağlama yolunda Filistinlilerin en temel haklarını dahi ellerinden almış, pek çok kez hiçbir sebep göstermeksizin onları esir almıştır.

Resmi kurumlar ve insan hakları kuruluşları, İsrail ordusunun Gazze'deki kara saldırılarında yüzlerce Filistinliyi alıkoyduğu ve bu kişilerin akıbeti, nerede tutulduğu hatta sayılarının tam olarak kaç olduğunun bilinmediğini belirtiyor.

Gazzeli esirlerin hemen hemen hepsi, tutsak edildiği süre zarfında; fiziksel ve psikolojik şiddet, taciz ve tecavüz gibi pek çok işkenceye maruz kalırlar. Büyük bir kısmı ise tutsak olma durumundan sağ kurtulamaz. Bu görüş yazısında anlatılacaklar bir film sahnesinden alınmadı, senaryo değil, roman özeti hiç değil. Bilakis gerçeğin ta kendisi ve maalesef Gazze realitesinin yalnızca küçük bir parçası.

Bu çalışmada, Gazzeli tutsaklarla yapılan röportajları ve tutsakların bizzat gördüğü işkenceleri sizler için derledik.

Gazzeli Tutsaklar Nelere Maruz Kalıyor?

TRT Arabi Muhabiri Sami Berhum, 50 gün boyunca tutsak edilen Gazzeli İbrahim Şehin’le, tutukluluk sürecinde yaşadığı ve şahit olduğu olaylar hakkında bir röportaj gerçekleştirdi. İbrahim Şehin, o süreç hakkında şunları söyledi: “Tutuklu kaldığım süre zarfında gördüğüm kadarıyla tutsak kadınlar zulmün en çirkin halini görüyor. Beni tutukladıktan sonra Saftavi bölgesinden Zekim tarafına naklettiler. Yanımızda 4 kadın tutuklu vardı. O kadınlardan ikisini esirlerin bulunduğu çadıra çırılçıplak şekilde aldılar. Ben, çıplak bir kızın üzerini örtebilmesi için pantolonumu çıkarıp kızın üzerine attım. Sırf bu yüzden 3 gün boyunca aralıksız şekilde darp edildim. İstihbarat soruşturmasında serbest bırakılan kadın mahkûmlardan biri, soruşturmaya uzun saçlı girdi ve saçları tamamen kesilmiş bir şekilde soruşturmadan çıktı.

Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Kadınlarımıza saygı gösterilmemesinin, gözümüzün önünde onların çırılçıplak hale getirilmesinin ne demek olduğunu biliyor musunuz?

Fotoğraf: Gazzeli Esir İbrahim Şehin, el-Cezira

İsrail’in alıkoyduğu esirlerden 64 yaşındaki İbrahim Nablusi, “Beni kendi evimde alıkoydular, tanka bindirip İsrail ordusunun konuşlandığı bir eve götürüldüm.” dedi. İsrail askerleri tarafından saatler sonra İsrail'in güneyindeki Askalan'da bir sorgu merkezine götürüldüğünü söyleyen Nablusi, burada istihbarat görevlileri tarafından sorgulandığını aktardı. Nablusi, istihbaratçıların, kendisi ve oğlunun "7 Ekim 2023'te yerleşim yerlerinde ne yaptıklarını" sorduğunu belirterek, "Oğlum Gazze'de değil, 10 yıldır yurt dışında yaşıyor" cevabını verdiğini söyledi. Verdiği yanıtı İsraillilerin beğenmediğini vurgulayan Nablusi, istihbaratçılar tarafından darp edildiğini kaydetti. Nablusi, "Şiddetli bir şekilde darp edildim, göğüs kafesimde ve vücudumun çeşitli yerlerinde kırıklar meydana geldi. Hayatımızda bundan daha kötü günler ve şartlar görmedik" diye konuştu.

İsrail ordusunun alıkoyduğu başka bir Filistinli Ebu Humeys (tam adını söylemek istemiyor) Gazze Şeridi’nin orta kesimlerinde yer alan el-Bureyc Mülteci Kampı’nda sığındığı bir okulda esir edildiğini belirtti. Tutsaklık sürecinin ilk gecesinde İsrail askerlerinin kendisini dondurucu bir soğukta, üzerinde sadece iç çamaşırları varken sabahlamaya zorladıklarını söyledi. Humeys, İsrail askerlerine esir edilme gerekçesini sorduğunda ve sorduğu diğer tüm sorulara cevaben daha çok dayak ve hakarete maruz kaldığını belirtti. Alıkonulduğu süre boyunca yemek yerken ve tuvalet ihtiyacını giderirken dahi gözlerinin bağlı halde olduğunu aktardı.

Ebu Humeys, İsrail güçlerinin Filistinliler üzerine köpekleri saldığını söyledi ve “Bize hayvan gibi davrandılar, bazen aynı yerde oturarak yer içer, ihtiyaçlarımızı giderirdik.” dedi.

İsrail gazetesi Haaretz, İsrail’in Gazze’ye saldırılarının başından itibaren alıkoyduğu çok sayıda Filistinli’nin Birüssebi kenti yakınlarındaki bir gözaltı merkezinde öldüğünü aktardı.

Söz konusu gazete yaptığı haberde alıkoyulan Filistinlileri “terörist” olarak nitelendirdi. Esirlerin, günün büyük bir kısmında gözlerinin bağlı ve ellerinin kelepçeli olduğu aktarıldı. İsrail'in Filistinli sivilleri sığınma merkezleri ve evlerinden çıkartarak yarı çıplak vaziyette alıkoyduğu görüntüler dünya çapında tepki çekerken, İsrailli sosyal medya kullanıcıları bu kişilerin "teslim olan Hamas savaşçıları" olduğunu iddia etmişti.

İsrail’in Gazze’de Alıkoyduğu Filistinlilere İşkence Ettiği Esir Kampı

Necef Çölü’nde gözaltı merkezi olarak kullanılan bir askeri üste çalışan İsrailli, aklından çıkmadığını ifade ettiği bir fotoğraf paylaştı:

Fotoğraf: Gözaltı tesisinden sızdırılan bir kare, MepaNews

Gri eşofman giymiş sıra sıra adamlar, dikenli tellerle çevrilmiş kağıt inceliğindeki şiltelerin üzerinde otururken görülüyor. Hepsinin gözleri bağlı görünüyor, başları projektörlerin parıltısı altında ağır ağır sallanıyor. Görgü tanığı İsrailli “Bize hareket etmelerine izin verilmediği söylendi. Dik oturmaları gerekiyordu. Konuşmalarına izin verilmiyor, göz bağlarının altından bakmalarına izin verilmiyor.” dedi.

Sürekli kelepçelemeden kaynaklanan yaralanmalar nedeniyle doktorların bazen mahkûmların uzuvlarını kestiği, tıbbi prosedürlerin yetersiz sağlık görevlileri tarafından gerçekleştirildiği, “stajyerler için bir cennet” olarak ün kazanan bu tesis, havanın çürümeye bırakılmış bakımsız yaraların kokusuyla dolu olduğu bir yer olarak tasvir ediliyor.

Tesisin sahra hastanesinde sağlık görevlisi olarak çalışan bir görgü tanığı “Onları insanca olan her şeyden mahrum bıraktılar.” dedi. Bir başka görgü tanığı da dayağın istihbarat amaçlı değil, 7 Ekim’de yaşananların intikamını almak için atıldığını söyledi.  İsrail ordusu, CNN’in yayınladığı bu rapora "İsrail ordusu, gözaltındaki tutuklulara karşı uygun bir şekilde davranılmasını sağlar. Askerlerin görevi suiistimal ettiğine dair her türlü iddia incelenir ve uygun şekilde ele alınır. Uygun durumlarda, bu tür bir eylemi haklı çıkaran suiistimal şüphesi olduğunda MPCID (Askeri Polis Kriminal Soruşturma Bölümü) soruşturmaları açılır. Gözaltına alınan kişilere risk düzeylerine ve sağlık durumlarına göre kelepçe takılmaktadır. Yasa dışı kelepçeleme vakaları yetkililer tarafından bilinmemektedir." şeklinde bir açıklama yaptı.

İsrail ordusu insanların kıyafetlerinin çıkarıldığı ve altına bez bağlandığı iddialarını doğrudan yalanlamadı. Bunun yerine tutsakların İsrail açısından güvenlik tehdidi (!) oluşturmadıklarından emin olduktan sonra kıyafetlerini iade ettiklerini söyledi.

Esir kampları, İsrail’in geçtiğimiz Aralık ayında Knesset tarafından kabul edilen ve ordunun şüpheli militanları gözaltına alma yetkisini genişleten “Yasa Dışı Savaşçılar Yasası” altyapısının bir parçası.

Bosna vatandaşlığına sahip bir Filistinli Muhammed er-Ran, İsrail’in yürüttüğü saldırıların ilk odağı olan yerlerden biri olan Kuzey Gazze’deki Endonezya Hastanesi’nin cerrahi biriminin başındaydı. Çalıştığı hastane ağır bombardıman altındaolduğu için oradan ayrıldı ve 3 gün boyunca el-Ahli Baptist Hastanesinin dışında 18 Aralık’ta tutuklandığını belirtti. İç çamaşırlarına kadar soyulduğunu, gözlerinin ve bileklerinin bağlandığını, daha sonra bir kamyonun arkasına atıldığını ve burada neredeyse çıplak olan tutukluların çölün ortasındaki bir gözaltı kampına götürülürken üst üste yığıldığını söyledi.

Er-Ran, 44 gün boyunca askeri bir gözaltı merkezinde tutuldu. “Günlerimiz dua, gözyaşı ve yakarışla geçti. Bu bizim ıstırabımızı hafifletti.” dedi. "İşkencemin bir parçası da insanlara nasıl işkence yapıldığını görebilmekti. İlk başta göremiyordunuz. İşkenceyi, intikamı, baskıyı göremiyordunuz. Gözbağımı çıkardıklarında, aşağılanmanın boyutlarını görebiliyordum. Bizi insan olarak değil, hayvan olarak gördüklerini görebiliyordum." diye ekledi.

Fotoğraf: Tutuklanmadan önce ve sonra Muhammed er-Ran, Mepa News

Muhammed er Ran'ın gördüğü cezalandırma biçimlerine ilişkin anlattıkları CNN'e konuşan muhbirler tarafından da doğrulandı. Bir başkasıyla konuşmak gibi bir "suç" işleyen mahkûma bir saate kadar kollarını başının üzerine kaldırması emredilirdi. Mahkûmun elleri, stres pozisyonundan çıkmamasını sağlamak için bazen bir çite bağlanırdı. Bu muhbir ve Muhammed er Ran ayrıca gardiyanların uyuyan tutukluların üzerine büyük köpekleri saldığı ve askerler içeri girerken parmaklıkların içerisine ses bombası fırlattığı rutin bir aramayı da anlattı. Muhammed er-Ran bunu "gece işkencesi" olarak adlandırıyor. Muhammed er-Ran, "Biz kablolarla bağlıyken köpekleri salıyorlardı ve aramızda dolaşıp bizi çiğniyorlardı." dedi. "Karnınızın üzerinde yatıyor, yüzünüzü yere bastırmış oluyorsunuz. Hareket edemiyorsunuz ve onlar da üzerinizde hareket ediyor."

Sde Teiman’da çalışan bir sağlık görevlisi, “O hastalarla uğraşırken hissettiğim şey tam bir savunmasızlık fikriydi.” dedi. Bir başka muhbir ise, Filistinli tutuklular üzerinde kalifiye olmadığı tıbbi prosedürleri uygulamasının emredildiğini söyledi. “Hastalar üzerinde nasıl işlem yapılacağını öğrenmem istendi, uzmanlığımın tamamen dışında olan küçük tıbbi prosedürler uyguladım.” dedi ve bu işlemlerin sıklıkla anestezi olmadan yapıldığını da sözlerine ekledi. “Eğer ağrıdan şikâyet eden olursa onlara parasetamol veriliyordu. Sadece orada olmak bile istismara ortak olmak gibi hissettiriyordu.” dedi. Aynı muhbir, bileklerinin sürekli plastik kelepçeyle bağlanması nedeniyle yaralanan bir adamın ampütasyonuna tanık olduğunu söyledi. Sde Teiman’da görev yapan İsrailli bir diğer sağlık görevlisi yaralıların bez taktığını, pipetle beslendiğini aktardı. Filistinliler için “Onlardan insanlığını söküp aldılar.” dedi.

Muhbirler, sağlık ekibine tıbbi belgeleri imzalamaktan kaçınmalarının söylendiğini belirtti. İsrail’deki İnsan Hakları İçin Hekimler (PHRI) adlı hak grubunun önceki raporlarını doğruladı. Bir muhbir “ Hiçbir şey imzalamıyorsunuz ve yetki doğrulaması yapılmıyor.” dedi.

Aralık ayında İsrail tarafından Gazze kentinin doğusundaki ez-Zeytun Mahallesi’nde esir edilen Filistinlilerden bir kısmı kamyonlara bindirildi ve Gazze yakınlarındaki bir askeri kontrol noktasında salıverildi. Ambulanslarla Aksa Şehitleri Hastanesi’ne getirilen ve tedavi altına alınan Filistinlilerin ellerinin numaralandırılmış olduğu ve çok bitkin oldukları kaydedildi.

Hastanede tedavi altına alınanlardan Filistinli Usame Ude (58), askerlerin 20 kişilik bir grubu civardaki bir araziye götürdüğünü ve orada onları çukura atarak buldozerlerle üzerlerine kum döktüğünü söyledi. “Çığlık sesleri bizim olduğumuz yere kadar geliyordu ama 5 dakika sonra ses kesildi. Sonra askerler onları oradan çıkardı ama çok yorgundular ve vücutlarında kırıklar vardı.” dedi.

Serbest bırakılan Filistinlilerden Ahmed Ebu Ras (14), 4 gün boyunca aç susuz kaldıklarını ve tuvalete gitmelerine dahi izin verilmediğini söyledi.

İsrail’deki Haaretz gazetesi, mart ayında İsrail’in 7 Ekim’den bu yana alıkoyduğu Filistinlilerden 27’sinin askeri tesislerde öldüğünü, birçoğunun ise dayak, kötü muamele ve tacize maruz kaldığını yazdı.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) martta yayımlanan raporunda, gözaltı merkezlerinde tutulan Filistinlilerin dayak ve cinsel saldırı gibi çok kötü muamelelere maruz kaldıkları bildirilmişti.

Raporda bildirilen kötü muamele yöntemleri arasında, dayak, tutuklulara ve ailelerine zarar verme tehditleri, köpek saldırıları, kişinin onuruna hakaret ve aşağılama, su, yemek, uyku ve tuvaletten mahrum bırakma, alıkonulanların üzerine idrar yapma gibi davranışların yer aldığı kaydedilmişti.

İsrail, İki Doktoru Alıkoydu ve İşkence Uyguladı

Filistin Kızılayı; İsrail’in alıkoyarak tutukladığı, Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan el- Emel Hastanesine kapatılan 2 doktora yaptığı işkenceyi fotoğraflarla belgeledi.

Fotoğraf: Doktorların darp raporundaki fotoğraflar, Şarkul Evsat

Filistin Kızılayı, X hesabında yaptığı paylaşımda “Bu görüntüler, İsrail işgal güçlerinin bir hafta önce Al-Amal Hastanesi'nde tutukladığı, işkenceye, dayak ve aşağılamaya maruz bıraktığı iki doktora, dün serbest bırakılmadan önce uyguladığı vahşeti gösteriyor. İsrail işgali, aralarında yaklaşık bir hafta önce Al-Amal Hastanesi'nde tutuklanan 7 kişinin de bulunduğu 12 PRCS (Filistin Kızılayı) ekibini tutuklamaya devam ediyor.  PRCS, akıbeti henüz bilinmeyen tutuklu ekiplerinin güvenliği konusunda derin endişelerini dile getiriyor ve uluslararası topluma, İsrail işgal yetkililerine tutuklu ekiplerimizi derhal serbest bırakmaları ve Gazze'de çalışan PRCS ekiplerine koruma sağlamaları yönünde baskı yapmak için acil müdahalede bulunma çağrısında bulunuyor.” dedi.

Fotoğraf: Filistin Kızılayı’nın X paylaşımı

Tutsakların Cansız Bedeni Toplu Mezarlıklara Gömülüyor

Filistin resmi ajansı WAFA’nın yaptığı habere göre, ocak ayında, İsrail güçlerinin 7 Ekim’den bu yana Filistin’in çeşitli bölgelerinden kaçırdığı Filistinlilere ait 100 ceset, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze bölgesine teslim edildi. Kimliği belirlenemeyen Filistinlilere ait cesetlerde yapılan incelemeler sonucu, bazı organlarının çalınmış olduğu tespit edildi. Cenazeler, Gazze’nin güneyindeki Refah kentinde bir toplu mezara defnedildi.

Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinden 27 Aralık’ta yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze’ye kara saldırılarından sonra öldürülen ve kaçırılan 80 Filistinliye ait cenazenin teslim alındığı duyuruldu, “Naaşlar, incelendikten sonra şehitlerin yüz hatlarının önemli ölçüde değiştiği ortaya çıktı. Bu, işgal güçlerinin, şehitlerin vücutlarından hayati organları çaldığının açık bir göstergesidir.” ifadelerine yer verildi. Filistinli yetkililer, İsrail güçlerinin,  geçen kasım ayında Gazze’deki Şifa Hastanesine baskın yapıldığı sırada hastane morgundan 100’den fazla cesedin çalındığı bildirildi.

Fotoğraf: Gazzeli esirler toplu mezarlara defnediliyor, TRT Haber

KAYNAKÇA

Berhum, S. (2024, Şubat 12). شهادة صادمة ينقلها أسير فلسطيني مفرج عنه من غزة عن تعامل قوات الاحتلال الإسرائيلي مع الأسيرات. TRT عربي. https://www.youtube.com/watch?v=ifZF1gUQI3Y

TRT. (2024, Şubat 1). İsrail'in Gazze'de Alıkoyduğu Filistinliler, İsrail Askerlerinin Uyguladığı İşkenceyi Anlattı. TRT Haber. https://www.trthaber.com/haber/dunya/israilin-gazzede-alikoydugu-filistinliler-israil-askerlerinin-uyguladigi-iskenceyi-anlatti-833846.html

24 TV. (2023, Aralık 18). Haaretz: İsrail'in Gazze'ye Saldırıların Başından İtibaren Alıkoyduğu Çok Sayıda Filistinli Öldü. 24 TV. https://www.yirmidort.tv/gundem/haaretz-israilin-gazzeye-saldirilarin-basindan-itibaren-alikoydugu-cok-sayida-filistinli-oldu-141750

Mepa News. (2024, Mayıs 11). İsrail’in Gazze’de Alıkoyduğu Filistinlilere İşkence Ettiği Esir Kampı Ortaya Çıktı.  Mepa News. https://www.mepanews.com/analiz-israilin-gazzede-alikoydugu-filistinlilere-iskence-ettigi-esir-kampi-ortaya-66506h.htm

BİA Haber Merkezi. (2023, Aralık 10). İsrail’in 4 Gün Alıkoyduğu Filistinliler, Yaşadıklarını Anlattı. Bianet. https://bianet.org/haber/israil-in-4-gun-alikoydugu-filistinliler-yasadiklarini-anlatti-289095

Haber Türk. (2024, Mayıs 10). İsrail’in Alıkoyduğu Gazzelilere İşkence: İnsanlıklarını Söküp Aldılar. Haber Türk. https://www.haberturk.com/israil-in-alikoydugu-gazzelilere-iskence-insanliklarini-sokup-aldilar-3685381

TRT Haber. (2024, Ocak 30). İsrail’in Teslim Ettiği 100 Filistinlinin Cenazesi Refah’ta Toplu Mezarlığa Gömüldü. TRT Haber.  https://www.trthaber.com/foto-galeri/israilin-teslim-ettigi-100-filistinlinin-cenazesi-refahta-toplu-mezara-gomuldu/62568/sayfa-1.html  

GİRİŞ

Sivillerin esir alınması, İsrail’in Gazze üzerinde uzun yıllan beri uyguladığı kapsamlı kontrol ve abluka politikasının önemli bir parçasıdır. İsrail, Filistin’de kurmaya çalıştığı haksız hâkimiyeti sağlama yolunda Filistinlilerin en temel haklarını dahi ellerinden almış, pek çok kez hiçbir sebep göstermeksizin onları esir almıştır.

Resmi kurumlar ve insan hakları kuruluşları, İsrail ordusunun Gazze'deki kara saldırılarında yüzlerce Filistinliyi alıkoyduğu ve bu kişilerin akıbeti, nerede tutulduğu hatta sayılarının tam olarak kaç olduğunun bilinmediğini belirtiyor.

Gazzeli esirlerin hemen hemen hepsi, tutsak edildiği süre zarfında; fiziksel ve psikolojik şiddet, taciz ve tecavüz gibi pek çok işkenceye maruz kalırlar. Büyük bir kısmı ise tutsak olma durumundan sağ kurtulamaz. Bu görüş yazısında anlatılacaklar bir film sahnesinden alınmadı, senaryo değil, roman özeti hiç değil. Bilakis gerçeğin ta kendisi ve maalesef Gazze realitesinin yalnızca küçük bir parçası.

Bu çalışmada, Gazzeli tutsaklarla yapılan röportajları ve tutsakların bizzat gördüğü işkenceleri sizler için derledik.

Gazzeli Tutsaklar Nelere Maruz Kalıyor?

TRT Arabi Muhabiri Sami Berhum, 50 gün boyunca tutsak edilen Gazzeli İbrahim Şehin’le, tutukluluk sürecinde yaşadığı ve şahit olduğu olaylar hakkında bir röportaj gerçekleştirdi. İbrahim Şehin, o süreç hakkında şunları söyledi: “Tutuklu kaldığım süre zarfında gördüğüm kadarıyla tutsak kadınlar zulmün en çirkin halini görüyor. Beni tutukladıktan sonra Saftavi bölgesinden Zekim tarafına naklettiler. Yanımızda 4 kadın tutuklu vardı. O kadınlardan ikisini esirlerin bulunduğu çadıra çırılçıplak şekilde aldılar. Ben, çıplak bir kızın üzerini örtebilmesi için pantolonumu çıkarıp kızın üzerine attım. Sırf bu yüzden 3 gün boyunca aralıksız şekilde darp edildim. İstihbarat soruşturmasında serbest bırakılan kadın mahkûmlardan biri, soruşturmaya uzun saçlı girdi ve saçları tamamen kesilmiş bir şekilde soruşturmadan çıktı.

Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Kadınlarımıza saygı gösterilmemesinin, gözümüzün önünde onların çırılçıplak hale getirilmesinin ne demek olduğunu biliyor musunuz?

Fotoğraf: Gazzeli Esir İbrahim Şehin, el-Cezira

İsrail’in alıkoyduğu esirlerden 64 yaşındaki İbrahim Nablusi, “Beni kendi evimde alıkoydular, tanka bindirip İsrail ordusunun konuşlandığı bir eve götürüldüm.” dedi. İsrail askerleri tarafından saatler sonra İsrail'in güneyindeki Askalan'da bir sorgu merkezine götürüldüğünü söyleyen Nablusi, burada istihbarat görevlileri tarafından sorgulandığını aktardı. Nablusi, istihbaratçıların, kendisi ve oğlunun "7 Ekim 2023'te yerleşim yerlerinde ne yaptıklarını" sorduğunu belirterek, "Oğlum Gazze'de değil, 10 yıldır yurt dışında yaşıyor" cevabını verdiğini söyledi. Verdiği yanıtı İsraillilerin beğenmediğini vurgulayan Nablusi, istihbaratçılar tarafından darp edildiğini kaydetti. Nablusi, "Şiddetli bir şekilde darp edildim, göğüs kafesimde ve vücudumun çeşitli yerlerinde kırıklar meydana geldi. Hayatımızda bundan daha kötü günler ve şartlar görmedik" diye konuştu.

İsrail ordusunun alıkoyduğu başka bir Filistinli Ebu Humeys (tam adını söylemek istemiyor) Gazze Şeridi’nin orta kesimlerinde yer alan el-Bureyc Mülteci Kampı’nda sığındığı bir okulda esir edildiğini belirtti. Tutsaklık sürecinin ilk gecesinde İsrail askerlerinin kendisini dondurucu bir soğukta, üzerinde sadece iç çamaşırları varken sabahlamaya zorladıklarını söyledi. Humeys, İsrail askerlerine esir edilme gerekçesini sorduğunda ve sorduğu diğer tüm sorulara cevaben daha çok dayak ve hakarete maruz kaldığını belirtti. Alıkonulduğu süre boyunca yemek yerken ve tuvalet ihtiyacını giderirken dahi gözlerinin bağlı halde olduğunu aktardı.

Ebu Humeys, İsrail güçlerinin Filistinliler üzerine köpekleri saldığını söyledi ve “Bize hayvan gibi davrandılar, bazen aynı yerde oturarak yer içer, ihtiyaçlarımızı giderirdik.” dedi.

İsrail gazetesi Haaretz, İsrail’in Gazze’ye saldırılarının başından itibaren alıkoyduğu çok sayıda Filistinli’nin Birüssebi kenti yakınlarındaki bir gözaltı merkezinde öldüğünü aktardı.

Söz konusu gazete yaptığı haberde alıkoyulan Filistinlileri “terörist” olarak nitelendirdi. Esirlerin, günün büyük bir kısmında gözlerinin bağlı ve ellerinin kelepçeli olduğu aktarıldı. İsrail'in Filistinli sivilleri sığınma merkezleri ve evlerinden çıkartarak yarı çıplak vaziyette alıkoyduğu görüntüler dünya çapında tepki çekerken, İsrailli sosyal medya kullanıcıları bu kişilerin "teslim olan Hamas savaşçıları" olduğunu iddia etmişti.

İsrail’in Gazze’de Alıkoyduğu Filistinlilere İşkence Ettiği Esir Kampı

Necef Çölü’nde gözaltı merkezi olarak kullanılan bir askeri üste çalışan İsrailli, aklından çıkmadığını ifade ettiği bir fotoğraf paylaştı:

Fotoğraf: Gözaltı tesisinden sızdırılan bir kare, MepaNews

Gri eşofman giymiş sıra sıra adamlar, dikenli tellerle çevrilmiş kağıt inceliğindeki şiltelerin üzerinde otururken görülüyor. Hepsinin gözleri bağlı görünüyor, başları projektörlerin parıltısı altında ağır ağır sallanıyor. Görgü tanığı İsrailli “Bize hareket etmelerine izin verilmediği söylendi. Dik oturmaları gerekiyordu. Konuşmalarına izin verilmiyor, göz bağlarının altından bakmalarına izin verilmiyor.” dedi.

Sürekli kelepçelemeden kaynaklanan yaralanmalar nedeniyle doktorların bazen mahkûmların uzuvlarını kestiği, tıbbi prosedürlerin yetersiz sağlık görevlileri tarafından gerçekleştirildiği, “stajyerler için bir cennet” olarak ün kazanan bu tesis, havanın çürümeye bırakılmış bakımsız yaraların kokusuyla dolu olduğu bir yer olarak tasvir ediliyor.

Tesisin sahra hastanesinde sağlık görevlisi olarak çalışan bir görgü tanığı “Onları insanca olan her şeyden mahrum bıraktılar.” dedi. Bir başka görgü tanığı da dayağın istihbarat amaçlı değil, 7 Ekim’de yaşananların intikamını almak için atıldığını söyledi.  İsrail ordusu, CNN’in yayınladığı bu rapora "İsrail ordusu, gözaltındaki tutuklulara karşı uygun bir şekilde davranılmasını sağlar. Askerlerin görevi suiistimal ettiğine dair her türlü iddia incelenir ve uygun şekilde ele alınır. Uygun durumlarda, bu tür bir eylemi haklı çıkaran suiistimal şüphesi olduğunda MPCID (Askeri Polis Kriminal Soruşturma Bölümü) soruşturmaları açılır. Gözaltına alınan kişilere risk düzeylerine ve sağlık durumlarına göre kelepçe takılmaktadır. Yasa dışı kelepçeleme vakaları yetkililer tarafından bilinmemektedir." şeklinde bir açıklama yaptı.

İsrail ordusu insanların kıyafetlerinin çıkarıldığı ve altına bez bağlandığı iddialarını doğrudan yalanlamadı. Bunun yerine tutsakların İsrail açısından güvenlik tehdidi (!) oluşturmadıklarından emin olduktan sonra kıyafetlerini iade ettiklerini söyledi.

Esir kampları, İsrail’in geçtiğimiz Aralık ayında Knesset tarafından kabul edilen ve ordunun şüpheli militanları gözaltına alma yetkisini genişleten “Yasa Dışı Savaşçılar Yasası” altyapısının bir parçası.

Bosna vatandaşlığına sahip bir Filistinli Muhammed er-Ran, İsrail’in yürüttüğü saldırıların ilk odağı olan yerlerden biri olan Kuzey Gazze’deki Endonezya Hastanesi’nin cerrahi biriminin başındaydı. Çalıştığı hastane ağır bombardıman altındaolduğu için oradan ayrıldı ve 3 gün boyunca el-Ahli Baptist Hastanesinin dışında 18 Aralık’ta tutuklandığını belirtti. İç çamaşırlarına kadar soyulduğunu, gözlerinin ve bileklerinin bağlandığını, daha sonra bir kamyonun arkasına atıldığını ve burada neredeyse çıplak olan tutukluların çölün ortasındaki bir gözaltı kampına götürülürken üst üste yığıldığını söyledi.

Er-Ran, 44 gün boyunca askeri bir gözaltı merkezinde tutuldu. “Günlerimiz dua, gözyaşı ve yakarışla geçti. Bu bizim ıstırabımızı hafifletti.” dedi. "İşkencemin bir parçası da insanlara nasıl işkence yapıldığını görebilmekti. İlk başta göremiyordunuz. İşkenceyi, intikamı, baskıyı göremiyordunuz. Gözbağımı çıkardıklarında, aşağılanmanın boyutlarını görebiliyordum. Bizi insan olarak değil, hayvan olarak gördüklerini görebiliyordum." diye ekledi.

Fotoğraf: Tutuklanmadan önce ve sonra Muhammed er-Ran, Mepa News

Muhammed er Ran'ın gördüğü cezalandırma biçimlerine ilişkin anlattıkları CNN'e konuşan muhbirler tarafından da doğrulandı. Bir başkasıyla konuşmak gibi bir "suç" işleyen mahkûma bir saate kadar kollarını başının üzerine kaldırması emredilirdi. Mahkûmun elleri, stres pozisyonundan çıkmamasını sağlamak için bazen bir çite bağlanırdı. Bu muhbir ve Muhammed er Ran ayrıca gardiyanların uyuyan tutukluların üzerine büyük köpekleri saldığı ve askerler içeri girerken parmaklıkların içerisine ses bombası fırlattığı rutin bir aramayı da anlattı. Muhammed er-Ran bunu "gece işkencesi" olarak adlandırıyor. Muhammed er-Ran, "Biz kablolarla bağlıyken köpekleri salıyorlardı ve aramızda dolaşıp bizi çiğniyorlardı." dedi. "Karnınızın üzerinde yatıyor, yüzünüzü yere bastırmış oluyorsunuz. Hareket edemiyorsunuz ve onlar da üzerinizde hareket ediyor."

Sde Teiman’da çalışan bir sağlık görevlisi, “O hastalarla uğraşırken hissettiğim şey tam bir savunmasızlık fikriydi.” dedi. Bir başka muhbir ise, Filistinli tutuklular üzerinde kalifiye olmadığı tıbbi prosedürleri uygulamasının emredildiğini söyledi. “Hastalar üzerinde nasıl işlem yapılacağını öğrenmem istendi, uzmanlığımın tamamen dışında olan küçük tıbbi prosedürler uyguladım.” dedi ve bu işlemlerin sıklıkla anestezi olmadan yapıldığını da sözlerine ekledi. “Eğer ağrıdan şikâyet eden olursa onlara parasetamol veriliyordu. Sadece orada olmak bile istismara ortak olmak gibi hissettiriyordu.” dedi. Aynı muhbir, bileklerinin sürekli plastik kelepçeyle bağlanması nedeniyle yaralanan bir adamın ampütasyonuna tanık olduğunu söyledi. Sde Teiman’da görev yapan İsrailli bir diğer sağlık görevlisi yaralıların bez taktığını, pipetle beslendiğini aktardı. Filistinliler için “Onlardan insanlığını söküp aldılar.” dedi.

Muhbirler, sağlık ekibine tıbbi belgeleri imzalamaktan kaçınmalarının söylendiğini belirtti. İsrail’deki İnsan Hakları İçin Hekimler (PHRI) adlı hak grubunun önceki raporlarını doğruladı. Bir muhbir “ Hiçbir şey imzalamıyorsunuz ve yetki doğrulaması yapılmıyor.” dedi.

Aralık ayında İsrail tarafından Gazze kentinin doğusundaki ez-Zeytun Mahallesi’nde esir edilen Filistinlilerden bir kısmı kamyonlara bindirildi ve Gazze yakınlarındaki bir askeri kontrol noktasında salıverildi. Ambulanslarla Aksa Şehitleri Hastanesi’ne getirilen ve tedavi altına alınan Filistinlilerin ellerinin numaralandırılmış olduğu ve çok bitkin oldukları kaydedildi.

Hastanede tedavi altına alınanlardan Filistinli Usame Ude (58), askerlerin 20 kişilik bir grubu civardaki bir araziye götürdüğünü ve orada onları çukura atarak buldozerlerle üzerlerine kum döktüğünü söyledi. “Çığlık sesleri bizim olduğumuz yere kadar geliyordu ama 5 dakika sonra ses kesildi. Sonra askerler onları oradan çıkardı ama çok yorgundular ve vücutlarında kırıklar vardı.” dedi.

Serbest bırakılan Filistinlilerden Ahmed Ebu Ras (14), 4 gün boyunca aç susuz kaldıklarını ve tuvalete gitmelerine dahi izin verilmediğini söyledi.

İsrail’deki Haaretz gazetesi, mart ayında İsrail’in 7 Ekim’den bu yana alıkoyduğu Filistinlilerden 27’sinin askeri tesislerde öldüğünü, birçoğunun ise dayak, kötü muamele ve tacize maruz kaldığını yazdı.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) martta yayımlanan raporunda, gözaltı merkezlerinde tutulan Filistinlilerin dayak ve cinsel saldırı gibi çok kötü muamelelere maruz kaldıkları bildirilmişti.

Raporda bildirilen kötü muamele yöntemleri arasında, dayak, tutuklulara ve ailelerine zarar verme tehditleri, köpek saldırıları, kişinin onuruna hakaret ve aşağılama, su, yemek, uyku ve tuvaletten mahrum bırakma, alıkonulanların üzerine idrar yapma gibi davranışların yer aldığı kaydedilmişti.

İsrail, İki Doktoru Alıkoydu ve İşkence Uyguladı

Filistin Kızılayı; İsrail’in alıkoyarak tutukladığı, Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan el- Emel Hastanesine kapatılan 2 doktora yaptığı işkenceyi fotoğraflarla belgeledi.

Fotoğraf: Doktorların darp raporundaki fotoğraflar, Şarkul Evsat

Filistin Kızılayı, X hesabında yaptığı paylaşımda “Bu görüntüler, İsrail işgal güçlerinin bir hafta önce Al-Amal Hastanesi'nde tutukladığı, işkenceye, dayak ve aşağılamaya maruz bıraktığı iki doktora, dün serbest bırakılmadan önce uyguladığı vahşeti gösteriyor. İsrail işgali, aralarında yaklaşık bir hafta önce Al-Amal Hastanesi'nde tutuklanan 7 kişinin de bulunduğu 12 PRCS (Filistin Kızılayı) ekibini tutuklamaya devam ediyor.  PRCS, akıbeti henüz bilinmeyen tutuklu ekiplerinin güvenliği konusunda derin endişelerini dile getiriyor ve uluslararası topluma, İsrail işgal yetkililerine tutuklu ekiplerimizi derhal serbest bırakmaları ve Gazze'de çalışan PRCS ekiplerine koruma sağlamaları yönünde baskı yapmak için acil müdahalede bulunma çağrısında bulunuyor.” dedi.

Fotoğraf: Filistin Kızılayı’nın X paylaşımı

Tutsakların Cansız Bedeni Toplu Mezarlıklara Gömülüyor

Filistin resmi ajansı WAFA’nın yaptığı habere göre, ocak ayında, İsrail güçlerinin 7 Ekim’den bu yana Filistin’in çeşitli bölgelerinden kaçırdığı Filistinlilere ait 100 ceset, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze bölgesine teslim edildi. Kimliği belirlenemeyen Filistinlilere ait cesetlerde yapılan incelemeler sonucu, bazı organlarının çalınmış olduğu tespit edildi. Cenazeler, Gazze’nin güneyindeki Refah kentinde bir toplu mezara defnedildi.

Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinden 27 Aralık’ta yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze’ye kara saldırılarından sonra öldürülen ve kaçırılan 80 Filistinliye ait cenazenin teslim alındığı duyuruldu, “Naaşlar, incelendikten sonra şehitlerin yüz hatlarının önemli ölçüde değiştiği ortaya çıktı. Bu, işgal güçlerinin, şehitlerin vücutlarından hayati organları çaldığının açık bir göstergesidir.” ifadelerine yer verildi. Filistinli yetkililer, İsrail güçlerinin,  geçen kasım ayında Gazze’deki Şifa Hastanesine baskın yapıldığı sırada hastane morgundan 100’den fazla cesedin çalındığı bildirildi.

Fotoğraf: Gazzeli esirler toplu mezarlara defnediliyor, TRT Haber

KAYNAKÇA

Berhum, S. (2024, Şubat 12). شهادة صادمة ينقلها أسير فلسطيني مفرج عنه من غزة عن تعامل قوات الاحتلال الإسرائيلي مع الأسيرات. TRT عربي. https://www.youtube.com/watch?v=ifZF1gUQI3Y

TRT. (2024, Şubat 1). İsrail'in Gazze'de Alıkoyduğu Filistinliler, İsrail Askerlerinin Uyguladığı İşkenceyi Anlattı. TRT Haber. https://www.trthaber.com/haber/dunya/israilin-gazzede-alikoydugu-filistinliler-israil-askerlerinin-uyguladigi-iskenceyi-anlatti-833846.html

24 TV. (2023, Aralık 18). Haaretz: İsrail'in Gazze'ye Saldırıların Başından İtibaren Alıkoyduğu Çok Sayıda Filistinli Öldü. 24 TV. https://www.yirmidort.tv/gundem/haaretz-israilin-gazzeye-saldirilarin-basindan-itibaren-alikoydugu-cok-sayida-filistinli-oldu-141750

Mepa News. (2024, Mayıs 11). İsrail’in Gazze’de Alıkoyduğu Filistinlilere İşkence Ettiği Esir Kampı Ortaya Çıktı.  Mepa News. https://www.mepanews.com/analiz-israilin-gazzede-alikoydugu-filistinlilere-iskence-ettigi-esir-kampi-ortaya-66506h.htm

BİA Haber Merkezi. (2023, Aralık 10). İsrail’in 4 Gün Alıkoyduğu Filistinliler, Yaşadıklarını Anlattı. Bianet. https://bianet.org/haber/israil-in-4-gun-alikoydugu-filistinliler-yasadiklarini-anlatti-289095

Haber Türk. (2024, Mayıs 10). İsrail’in Alıkoyduğu Gazzelilere İşkence: İnsanlıklarını Söküp Aldılar. Haber Türk. https://www.haberturk.com/israil-in-alikoydugu-gazzelilere-iskence-insanliklarini-sokup-aldilar-3685381

TRT Haber. (2024, Ocak 30). İsrail’in Teslim Ettiği 100 Filistinlinin Cenazesi Refah’ta Toplu Mezarlığa Gömüldü. TRT Haber.  https://www.trthaber.com/foto-galeri/israilin-teslim-ettigi-100-filistinlinin-cenazesi-refahta-toplu-mezara-gomuldu/62568/sayfa-1.html  

GİRİŞ

Sivillerin esir alınması, İsrail’in Gazze üzerinde uzun yıllan beri uyguladığı kapsamlı kontrol ve abluka politikasının önemli bir parçasıdır. İsrail, Filistin’de kurmaya çalıştığı haksız hâkimiyeti sağlama yolunda Filistinlilerin en temel haklarını dahi ellerinden almış, pek çok kez hiçbir sebep göstermeksizin onları esir almıştır.

Resmi kurumlar ve insan hakları kuruluşları, İsrail ordusunun Gazze'deki kara saldırılarında yüzlerce Filistinliyi alıkoyduğu ve bu kişilerin akıbeti, nerede tutulduğu hatta sayılarının tam olarak kaç olduğunun bilinmediğini belirtiyor.

Gazzeli esirlerin hemen hemen hepsi, tutsak edildiği süre zarfında; fiziksel ve psikolojik şiddet, taciz ve tecavüz gibi pek çok işkenceye maruz kalırlar. Büyük bir kısmı ise tutsak olma durumundan sağ kurtulamaz. Bu görüş yazısında anlatılacaklar bir film sahnesinden alınmadı, senaryo değil, roman özeti hiç değil. Bilakis gerçeğin ta kendisi ve maalesef Gazze realitesinin yalnızca küçük bir parçası.

Bu çalışmada, Gazzeli tutsaklarla yapılan röportajları ve tutsakların bizzat gördüğü işkenceleri sizler için derledik.

Gazzeli Tutsaklar Nelere Maruz Kalıyor?

TRT Arabi Muhabiri Sami Berhum, 50 gün boyunca tutsak edilen Gazzeli İbrahim Şehin’le, tutukluluk sürecinde yaşadığı ve şahit olduğu olaylar hakkında bir röportaj gerçekleştirdi. İbrahim Şehin, o süreç hakkında şunları söyledi: “Tutuklu kaldığım süre zarfında gördüğüm kadarıyla tutsak kadınlar zulmün en çirkin halini görüyor. Beni tutukladıktan sonra Saftavi bölgesinden Zekim tarafına naklettiler. Yanımızda 4 kadın tutuklu vardı. O kadınlardan ikisini esirlerin bulunduğu çadıra çırılçıplak şekilde aldılar. Ben, çıplak bir kızın üzerini örtebilmesi için pantolonumu çıkarıp kızın üzerine attım. Sırf bu yüzden 3 gün boyunca aralıksız şekilde darp edildim. İstihbarat soruşturmasında serbest bırakılan kadın mahkûmlardan biri, soruşturmaya uzun saçlı girdi ve saçları tamamen kesilmiş bir şekilde soruşturmadan çıktı.

Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Kadınlarımıza saygı gösterilmemesinin, gözümüzün önünde onların çırılçıplak hale getirilmesinin ne demek olduğunu biliyor musunuz?

Fotoğraf: Gazzeli Esir İbrahim Şehin, el-Cezira

İsrail’in alıkoyduğu esirlerden 64 yaşındaki İbrahim Nablusi, “Beni kendi evimde alıkoydular, tanka bindirip İsrail ordusunun konuşlandığı bir eve götürüldüm.” dedi. İsrail askerleri tarafından saatler sonra İsrail'in güneyindeki Askalan'da bir sorgu merkezine götürüldüğünü söyleyen Nablusi, burada istihbarat görevlileri tarafından sorgulandığını aktardı. Nablusi, istihbaratçıların, kendisi ve oğlunun "7 Ekim 2023'te yerleşim yerlerinde ne yaptıklarını" sorduğunu belirterek, "Oğlum Gazze'de değil, 10 yıldır yurt dışında yaşıyor" cevabını verdiğini söyledi. Verdiği yanıtı İsraillilerin beğenmediğini vurgulayan Nablusi, istihbaratçılar tarafından darp edildiğini kaydetti. Nablusi, "Şiddetli bir şekilde darp edildim, göğüs kafesimde ve vücudumun çeşitli yerlerinde kırıklar meydana geldi. Hayatımızda bundan daha kötü günler ve şartlar görmedik" diye konuştu.

İsrail ordusunun alıkoyduğu başka bir Filistinli Ebu Humeys (tam adını söylemek istemiyor) Gazze Şeridi’nin orta kesimlerinde yer alan el-Bureyc Mülteci Kampı’nda sığındığı bir okulda esir edildiğini belirtti. Tutsaklık sürecinin ilk gecesinde İsrail askerlerinin kendisini dondurucu bir soğukta, üzerinde sadece iç çamaşırları varken sabahlamaya zorladıklarını söyledi. Humeys, İsrail askerlerine esir edilme gerekçesini sorduğunda ve sorduğu diğer tüm sorulara cevaben daha çok dayak ve hakarete maruz kaldığını belirtti. Alıkonulduğu süre boyunca yemek yerken ve tuvalet ihtiyacını giderirken dahi gözlerinin bağlı halde olduğunu aktardı.

Ebu Humeys, İsrail güçlerinin Filistinliler üzerine köpekleri saldığını söyledi ve “Bize hayvan gibi davrandılar, bazen aynı yerde oturarak yer içer, ihtiyaçlarımızı giderirdik.” dedi.

İsrail gazetesi Haaretz, İsrail’in Gazze’ye saldırılarının başından itibaren alıkoyduğu çok sayıda Filistinli’nin Birüssebi kenti yakınlarındaki bir gözaltı merkezinde öldüğünü aktardı.

Söz konusu gazete yaptığı haberde alıkoyulan Filistinlileri “terörist” olarak nitelendirdi. Esirlerin, günün büyük bir kısmında gözlerinin bağlı ve ellerinin kelepçeli olduğu aktarıldı. İsrail'in Filistinli sivilleri sığınma merkezleri ve evlerinden çıkartarak yarı çıplak vaziyette alıkoyduğu görüntüler dünya çapında tepki çekerken, İsrailli sosyal medya kullanıcıları bu kişilerin "teslim olan Hamas savaşçıları" olduğunu iddia etmişti.

İsrail’in Gazze’de Alıkoyduğu Filistinlilere İşkence Ettiği Esir Kampı

Necef Çölü’nde gözaltı merkezi olarak kullanılan bir askeri üste çalışan İsrailli, aklından çıkmadığını ifade ettiği bir fotoğraf paylaştı:

Fotoğraf: Gözaltı tesisinden sızdırılan bir kare, MepaNews

Gri eşofman giymiş sıra sıra adamlar, dikenli tellerle çevrilmiş kağıt inceliğindeki şiltelerin üzerinde otururken görülüyor. Hepsinin gözleri bağlı görünüyor, başları projektörlerin parıltısı altında ağır ağır sallanıyor. Görgü tanığı İsrailli “Bize hareket etmelerine izin verilmediği söylendi. Dik oturmaları gerekiyordu. Konuşmalarına izin verilmiyor, göz bağlarının altından bakmalarına izin verilmiyor.” dedi.

Sürekli kelepçelemeden kaynaklanan yaralanmalar nedeniyle doktorların bazen mahkûmların uzuvlarını kestiği, tıbbi prosedürlerin yetersiz sağlık görevlileri tarafından gerçekleştirildiği, “stajyerler için bir cennet” olarak ün kazanan bu tesis, havanın çürümeye bırakılmış bakımsız yaraların kokusuyla dolu olduğu bir yer olarak tasvir ediliyor.

Tesisin sahra hastanesinde sağlık görevlisi olarak çalışan bir görgü tanığı “Onları insanca olan her şeyden mahrum bıraktılar.” dedi. Bir başka görgü tanığı da dayağın istihbarat amaçlı değil, 7 Ekim’de yaşananların intikamını almak için atıldığını söyledi.  İsrail ordusu, CNN’in yayınladığı bu rapora "İsrail ordusu, gözaltındaki tutuklulara karşı uygun bir şekilde davranılmasını sağlar. Askerlerin görevi suiistimal ettiğine dair her türlü iddia incelenir ve uygun şekilde ele alınır. Uygun durumlarda, bu tür bir eylemi haklı çıkaran suiistimal şüphesi olduğunda MPCID (Askeri Polis Kriminal Soruşturma Bölümü) soruşturmaları açılır. Gözaltına alınan kişilere risk düzeylerine ve sağlık durumlarına göre kelepçe takılmaktadır. Yasa dışı kelepçeleme vakaları yetkililer tarafından bilinmemektedir." şeklinde bir açıklama yaptı.

İsrail ordusu insanların kıyafetlerinin çıkarıldığı ve altına bez bağlandığı iddialarını doğrudan yalanlamadı. Bunun yerine tutsakların İsrail açısından güvenlik tehdidi (!) oluşturmadıklarından emin olduktan sonra kıyafetlerini iade ettiklerini söyledi.

Esir kampları, İsrail’in geçtiğimiz Aralık ayında Knesset tarafından kabul edilen ve ordunun şüpheli militanları gözaltına alma yetkisini genişleten “Yasa Dışı Savaşçılar Yasası” altyapısının bir parçası.

Bosna vatandaşlığına sahip bir Filistinli Muhammed er-Ran, İsrail’in yürüttüğü saldırıların ilk odağı olan yerlerden biri olan Kuzey Gazze’deki Endonezya Hastanesi’nin cerrahi biriminin başındaydı. Çalıştığı hastane ağır bombardıman altındaolduğu için oradan ayrıldı ve 3 gün boyunca el-Ahli Baptist Hastanesinin dışında 18 Aralık’ta tutuklandığını belirtti. İç çamaşırlarına kadar soyulduğunu, gözlerinin ve bileklerinin bağlandığını, daha sonra bir kamyonun arkasına atıldığını ve burada neredeyse çıplak olan tutukluların çölün ortasındaki bir gözaltı kampına götürülürken üst üste yığıldığını söyledi.

Er-Ran, 44 gün boyunca askeri bir gözaltı merkezinde tutuldu. “Günlerimiz dua, gözyaşı ve yakarışla geçti. Bu bizim ıstırabımızı hafifletti.” dedi. "İşkencemin bir parçası da insanlara nasıl işkence yapıldığını görebilmekti. İlk başta göremiyordunuz. İşkenceyi, intikamı, baskıyı göremiyordunuz. Gözbağımı çıkardıklarında, aşağılanmanın boyutlarını görebiliyordum. Bizi insan olarak değil, hayvan olarak gördüklerini görebiliyordum." diye ekledi.

Fotoğraf: Tutuklanmadan önce ve sonra Muhammed er-Ran, Mepa News

Muhammed er Ran'ın gördüğü cezalandırma biçimlerine ilişkin anlattıkları CNN'e konuşan muhbirler tarafından da doğrulandı. Bir başkasıyla konuşmak gibi bir "suç" işleyen mahkûma bir saate kadar kollarını başının üzerine kaldırması emredilirdi. Mahkûmun elleri, stres pozisyonundan çıkmamasını sağlamak için bazen bir çite bağlanırdı. Bu muhbir ve Muhammed er Ran ayrıca gardiyanların uyuyan tutukluların üzerine büyük köpekleri saldığı ve askerler içeri girerken parmaklıkların içerisine ses bombası fırlattığı rutin bir aramayı da anlattı. Muhammed er-Ran bunu "gece işkencesi" olarak adlandırıyor. Muhammed er-Ran, "Biz kablolarla bağlıyken köpekleri salıyorlardı ve aramızda dolaşıp bizi çiğniyorlardı." dedi. "Karnınızın üzerinde yatıyor, yüzünüzü yere bastırmış oluyorsunuz. Hareket edemiyorsunuz ve onlar da üzerinizde hareket ediyor."

Sde Teiman’da çalışan bir sağlık görevlisi, “O hastalarla uğraşırken hissettiğim şey tam bir savunmasızlık fikriydi.” dedi. Bir başka muhbir ise, Filistinli tutuklular üzerinde kalifiye olmadığı tıbbi prosedürleri uygulamasının emredildiğini söyledi. “Hastalar üzerinde nasıl işlem yapılacağını öğrenmem istendi, uzmanlığımın tamamen dışında olan küçük tıbbi prosedürler uyguladım.” dedi ve bu işlemlerin sıklıkla anestezi olmadan yapıldığını da sözlerine ekledi. “Eğer ağrıdan şikâyet eden olursa onlara parasetamol veriliyordu. Sadece orada olmak bile istismara ortak olmak gibi hissettiriyordu.” dedi. Aynı muhbir, bileklerinin sürekli plastik kelepçeyle bağlanması nedeniyle yaralanan bir adamın ampütasyonuna tanık olduğunu söyledi. Sde Teiman’da görev yapan İsrailli bir diğer sağlık görevlisi yaralıların bez taktığını, pipetle beslendiğini aktardı. Filistinliler için “Onlardan insanlığını söküp aldılar.” dedi.

Muhbirler, sağlık ekibine tıbbi belgeleri imzalamaktan kaçınmalarının söylendiğini belirtti. İsrail’deki İnsan Hakları İçin Hekimler (PHRI) adlı hak grubunun önceki raporlarını doğruladı. Bir muhbir “ Hiçbir şey imzalamıyorsunuz ve yetki doğrulaması yapılmıyor.” dedi.

Aralık ayında İsrail tarafından Gazze kentinin doğusundaki ez-Zeytun Mahallesi’nde esir edilen Filistinlilerden bir kısmı kamyonlara bindirildi ve Gazze yakınlarındaki bir askeri kontrol noktasında salıverildi. Ambulanslarla Aksa Şehitleri Hastanesi’ne getirilen ve tedavi altına alınan Filistinlilerin ellerinin numaralandırılmış olduğu ve çok bitkin oldukları kaydedildi.

Hastanede tedavi altına alınanlardan Filistinli Usame Ude (58), askerlerin 20 kişilik bir grubu civardaki bir araziye götürdüğünü ve orada onları çukura atarak buldozerlerle üzerlerine kum döktüğünü söyledi. “Çığlık sesleri bizim olduğumuz yere kadar geliyordu ama 5 dakika sonra ses kesildi. Sonra askerler onları oradan çıkardı ama çok yorgundular ve vücutlarında kırıklar vardı.” dedi.

Serbest bırakılan Filistinlilerden Ahmed Ebu Ras (14), 4 gün boyunca aç susuz kaldıklarını ve tuvalete gitmelerine dahi izin verilmediğini söyledi.

İsrail’deki Haaretz gazetesi, mart ayında İsrail’in 7 Ekim’den bu yana alıkoyduğu Filistinlilerden 27’sinin askeri tesislerde öldüğünü, birçoğunun ise dayak, kötü muamele ve tacize maruz kaldığını yazdı.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) martta yayımlanan raporunda, gözaltı merkezlerinde tutulan Filistinlilerin dayak ve cinsel saldırı gibi çok kötü muamelelere maruz kaldıkları bildirilmişti.

Raporda bildirilen kötü muamele yöntemleri arasında, dayak, tutuklulara ve ailelerine zarar verme tehditleri, köpek saldırıları, kişinin onuruna hakaret ve aşağılama, su, yemek, uyku ve tuvaletten mahrum bırakma, alıkonulanların üzerine idrar yapma gibi davranışların yer aldığı kaydedilmişti.

İsrail, İki Doktoru Alıkoydu ve İşkence Uyguladı

Filistin Kızılayı; İsrail’in alıkoyarak tutukladığı, Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan el- Emel Hastanesine kapatılan 2 doktora yaptığı işkenceyi fotoğraflarla belgeledi.

Fotoğraf: Doktorların darp raporundaki fotoğraflar, Şarkul Evsat

Filistin Kızılayı, X hesabında yaptığı paylaşımda “Bu görüntüler, İsrail işgal güçlerinin bir hafta önce Al-Amal Hastanesi'nde tutukladığı, işkenceye, dayak ve aşağılamaya maruz bıraktığı iki doktora, dün serbest bırakılmadan önce uyguladığı vahşeti gösteriyor. İsrail işgali, aralarında yaklaşık bir hafta önce Al-Amal Hastanesi'nde tutuklanan 7 kişinin de bulunduğu 12 PRCS (Filistin Kızılayı) ekibini tutuklamaya devam ediyor.  PRCS, akıbeti henüz bilinmeyen tutuklu ekiplerinin güvenliği konusunda derin endişelerini dile getiriyor ve uluslararası topluma, İsrail işgal yetkililerine tutuklu ekiplerimizi derhal serbest bırakmaları ve Gazze'de çalışan PRCS ekiplerine koruma sağlamaları yönünde baskı yapmak için acil müdahalede bulunma çağrısında bulunuyor.” dedi.

Fotoğraf: Filistin Kızılayı’nın X paylaşımı

Tutsakların Cansız Bedeni Toplu Mezarlıklara Gömülüyor

Filistin resmi ajansı WAFA’nın yaptığı habere göre, ocak ayında, İsrail güçlerinin 7 Ekim’den bu yana Filistin’in çeşitli bölgelerinden kaçırdığı Filistinlilere ait 100 ceset, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze bölgesine teslim edildi. Kimliği belirlenemeyen Filistinlilere ait cesetlerde yapılan incelemeler sonucu, bazı organlarının çalınmış olduğu tespit edildi. Cenazeler, Gazze’nin güneyindeki Refah kentinde bir toplu mezara defnedildi.

Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinden 27 Aralık’ta yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze’ye kara saldırılarından sonra öldürülen ve kaçırılan 80 Filistinliye ait cenazenin teslim alındığı duyuruldu, “Naaşlar, incelendikten sonra şehitlerin yüz hatlarının önemli ölçüde değiştiği ortaya çıktı. Bu, işgal güçlerinin, şehitlerin vücutlarından hayati organları çaldığının açık bir göstergesidir.” ifadelerine yer verildi. Filistinli yetkililer, İsrail güçlerinin,  geçen kasım ayında Gazze’deki Şifa Hastanesine baskın yapıldığı sırada hastane morgundan 100’den fazla cesedin çalındığı bildirildi.

Fotoğraf: Gazzeli esirler toplu mezarlara defnediliyor, TRT Haber

KAYNAKÇA

Berhum, S. (2024, Şubat 12). شهادة صادمة ينقلها أسير فلسطيني مفرج عنه من غزة عن تعامل قوات الاحتلال الإسرائيلي مع الأسيرات. TRT عربي. https://www.youtube.com/watch?v=ifZF1gUQI3Y

TRT. (2024, Şubat 1). İsrail'in Gazze'de Alıkoyduğu Filistinliler, İsrail Askerlerinin Uyguladığı İşkenceyi Anlattı. TRT Haber. https://www.trthaber.com/haber/dunya/israilin-gazzede-alikoydugu-filistinliler-israil-askerlerinin-uyguladigi-iskenceyi-anlatti-833846.html

24 TV. (2023, Aralık 18). Haaretz: İsrail'in Gazze'ye Saldırıların Başından İtibaren Alıkoyduğu Çok Sayıda Filistinli Öldü. 24 TV. https://www.yirmidort.tv/gundem/haaretz-israilin-gazzeye-saldirilarin-basindan-itibaren-alikoydugu-cok-sayida-filistinli-oldu-141750

Mepa News. (2024, Mayıs 11). İsrail’in Gazze’de Alıkoyduğu Filistinlilere İşkence Ettiği Esir Kampı Ortaya Çıktı.  Mepa News. https://www.mepanews.com/analiz-israilin-gazzede-alikoydugu-filistinlilere-iskence-ettigi-esir-kampi-ortaya-66506h.htm

BİA Haber Merkezi. (2023, Aralık 10). İsrail’in 4 Gün Alıkoyduğu Filistinliler, Yaşadıklarını Anlattı. Bianet. https://bianet.org/haber/israil-in-4-gun-alikoydugu-filistinliler-yasadiklarini-anlatti-289095

Haber Türk. (2024, Mayıs 10). İsrail’in Alıkoyduğu Gazzelilere İşkence: İnsanlıklarını Söküp Aldılar. Haber Türk. https://www.haberturk.com/israil-in-alikoydugu-gazzelilere-iskence-insanliklarini-sokup-aldilar-3685381

TRT Haber. (2024, Ocak 30). İsrail’in Teslim Ettiği 100 Filistinlinin Cenazesi Refah’ta Toplu Mezarlığa Gömüldü. TRT Haber.  https://www.trthaber.com/foto-galeri/israilin-teslim-ettigi-100-filistinlinin-cenazesi-refahta-toplu-mezara-gomuldu/62568/sayfa-1.html  

Bu Sayfada:

Title

Title

Title

#

Filistin
Gazze
soykırım
7 Ekim
İsrail
Hamas
savaş
hastane
esir
bombardıman
ordu
asker
Filistin Kızılayı
WAFA

İlginizi çekebilir

İlginizi çekebilir

İlginizi çekebilir

• Kudüs Çalışma Grubu • Kudüs Çalışma Grubu