Yüzyılın Antlaşması
Yüzyılın Antlaşması
• Eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve iki kısımdan oluşan İsrail-Filistin barış planı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2016 ABD seçimlerinde başkan olmasının ardından damadı ve danışmanı olan Jared Kushner öncülüğünde hazırlanan bu plan, 28 Ocak 2020’de Trump ve Benjamin Netenyahu’yla Beyaz Saray’da “Refah İçin Barış” başlığıyla resmen açıklanmıştır. Bu plan politik ve ekonomik olarak iki ana kısımdan müteşekkildir. Planın her ne kadar “iki devletli çözüm” vizyonu olduğu iddia edilse de bütün meşru haklarından vazgeçen, tamamen İsrail’in hegemonyasında olan sembolik bir Filistin devletinin kurulmasını amaçladığı aşikardır. Zira plan kapsamında Kudüs’ün bütün olarak İsrail’in başkenti kabul edilmesine karşın Filistin’e başkent olarak Doğu Kudüs’ten sadece bir kısım verilmiş, kurulması öngörülen yeni Filistin devletinin ordusuz ve silahsız bir devlet olması ve güvenliğinin İsrail tarafından sağlanması gerektiği ifade edilmiştir. Bu planda iki devlet arası krizde İsrail yanlısı bir tavır tutulmuş; dört yıllık, sözde, müzakere süreci boyunca Yahudi yerleşimcilerin yerlerinden çıkarılmayacağı açıkça belirtilirken Filistinli mültecilerin topraklarına ‘geri dönme hakkı’ mevzu bahis edilmemiş ve İsrail’in fiili işgali meşrulaştırılmıştır. Uluslararası hukuk kurallarına ve BM kararlarına aykırı olan bu plana, ‘çözüme hizmet edecek her türlü destek’ gerekçesiyle destek veren bazı Arap devletleri dışında, başta Filistin ve Türkiye olmak üzere Uluslararası kamuoyundan büyük tepkiler gelmiştir.
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2016 ABD seçimlerinde başkan olmasının ardından damadı ve danışmanı olan Jared Kushner öncülüğünde hazırlanan bu plan, 28 Ocak 2020’de Trump ve Benjamin Netenyahu’yla Beyaz Saray’da “Refah İçin Barış” başlığıyla resmen açıklanmıştır. Bu plan politik ve ekonomik olarak iki ana kısımdan müteşekkildir. Planın her ne kadar “iki devletli çözüm” vizyonu olduğu iddia edilse de bütün meşru haklarından vazgeçen, tamamen İsrail’in hegemonyasında olan sembolik bir Filistin devletinin kurulmasını amaçladığı aşikardır. Zira plan kapsamında Kudüs’ün bütün olarak İsrail’in başkenti kabul edilmesine karşın Filistin’e başkent olarak Doğu Kudüs’ten sadece bir kısım verilmiş, kurulması öngörülen yeni Filistin devletinin ordusuz ve silahsız bir devlet olması ve güvenliğinin İsrail tarafından sağlanması gerektiği ifade edilmiştir. Bu planda iki devlet arası krizde İsrail yanlısı bir tavır tutulmuş; dört yıllık, sözde, müzakere süreci boyunca Yahudi yerleşimcilerin yerlerinden çıkarılmayacağı açıkça belirtilirken Filistinli mültecilerin topraklarına ‘geri dönme hakkı’ mevzu bahis edilmemiş ve İsrail’in fiili işgali meşrulaştırılmıştır. Uluslararası hukuk kurallarına ve BM kararlarına aykırı olan bu plana, ‘çözüme hizmet edecek her türlü destek’ gerekçesiyle destek veren bazı Arap devletleri dışında, başta Filistin ve Türkiye olmak üzere Uluslararası kamuoyundan büyük tepkiler gelmiştir.
İlginizi çekebilir
İlginizi çekebilir
İlginizi çekebilir